Bazı insanlar okuyacakları kitapları seçmekte zorlanırlar. Zaman kısıtlı olduğundan, okumaya değecek bir şeyler bulmak için, başkalarının tavsiyelerine ya da eleştirilere kulak verirler. Tabii bilinçli okurlardan bahsediyorum, okuyacağı kitapları yalnızca kapağına ve fazla kalın olmaması esasına göre seçenlerden değil.
Ben şahsen bir kitabın ilk sahibi olmayı tercih edenlerdenim ama, bir de eski kitap meraklıları var. Bazen zamanında çok okunmuş, değerli bir kitabın yeniden baskısı yapılmazsa, o zaman sahaflar ve ikinci el kitapçılar devreye giriyor. Eğer böyle bir dükkana girdiyseniz, fark etmişsinizdir. Üst üste yığılmış, kimsenin merak edip de bakmadığı birtakım kitaplar bir köşede yığılı halde, toz içinde durur.

Buradaki "rastgele" kavramı önemli. İnsanın alacağı kitabı seçememesi olayı daha da esrarengiz ve ilginç kılıyor. Üstelik kitapların tanesi yalnızca iki dolar. Her kitaptan yalnızca bir adet var. Ne kadar yaratıcı bir buluş değil mi?
Darısı başımıza diyeceğim ama, Türk milleti illa ki o otomatın şeffaf bir vitrini olmasını ister ve alacağı kitabı seçmeyi talep eder gibi geliyor bana. Acaba yanılıyor muyum?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder