2014 yılının yazında yeni
bir çeviri sözleşmesi imzaladım. Bu seferki kitabım ne bir klasikti, ne aşk romanı, ne fantastik best-seller, ne çocuk kitabı, ne de çizgi roman. Kanseri yenmekle ilgili, son
derece teknik bir kitaptı. Önümde yeterince süre vardı ama şakaya gelecek bir
iş değildi. Galiba zoru sevdiğim için kabul ettim. :) Şaka bir yana, bunu hem konu
hakkında detaylı bilgi sahibi olmak için bir fırsat, hem de bir sorumluluk
projesi gibi gördüm. Benim de kanserle mücadele eden birçok yakınım var. Bazıları
savaşı kazandı, bazıları ne yazık ki kaybetti. Hatta bu çeviriye başladığımda
sevgili anneanneme yeni teşhis konmuştu; kitap basıldığında ise kendisi artık
aramızda değil.
Peki yapılan hatalardan nasıl
dersler çıkarabiliriz ve inanmamamız gereken şehir efsaneleri neler? Her şey “kafada”
mı bitiyor, tek çıkış yolu alternatif tedaviler mi yoksa tıbbı tedaviden hiçbir
zaman vazgeçmemeli mi? Bu kitap aklınıza gelen her türlü soruyu objektif bir
şekilde, kanıtlar sunarak yanıtlıyor.
Çeviriyi yaparken gerçekten gecemi
gündüzüme kattım, tıp sözlüklerini alt üst ettim, doktorlara danıştım, bazen de
“Ben nasıl bir işe kalkıştım böyle?” diye hayıflandım. Ama bitince çok mutlu
oldum.
“Kanseri Yen” belki satış
listelerini zorlamayacak, panellere, vloglara, blog turlarına konu olmayacak
ama tek bir kişiye dahi ışık tutsa, amacına ulaşmış olacak. Önemli olan da bu.
İhtiyacı olan herkese şifa olması dileğiyle…