30 Eylül 2015 Çarşamba

Arıza Kitapların Çevirmeni

Diğer kitap çevirmeni arkadaşlarım zaman zaman bana bu şekilde takılıyorlar. İçinde hastalık, kanser, ölüm, dram, işkence sahnesi olan ne kadar kitap varsa gelip beni buluyor. Ya da ben onları seçiyorum. Dünya Çeviri Günü şerefine bugüne kadar yayınlanan ve halen yayına hazırlanan çevirilerimi anmak ve ne kadar "arıza" olduklarını hatırlamak istedim.

Basılanlar:

1. Kızım Amy (Mitch Winehouse, Pegasus Yayınları)
Amy Winehouse'un ölümünden sonra babası tarafından yazılan biyografisinin "normal" olmasını bekleyemezdik. Babası Amy'nin yaşadığı tüm gelgitleri, bağımlılıklarını ve inişli çıkışlı özel hayatını samimiyetle anlatmış. Basılan ilk çevirim olduğu için bendeki yeri ayrıdır. Arıza bir kitap mıdır? Kesinlikle evet.

2. Umut Işığı (Kristine Barnett, Final Kültür Sanat Yayınları)
Bebekken otizm teşhisi konan ve ayakkabısını bile bağlayamayacağı söylenen matematik dehası Jacob'ın kaydettiği gelişmeyi bir de annesinden dinleyin. Gerçek yaşam öyküleri beni hep daha çok etkiliyor. Jacob Barnett'ın internetteki videolarını izleyince, otizmle ilgili ön yargılarınızın kırılmaya başlayacağından eminim. Hâlâ daha en çok sevdiğim çevirim olma sıfatını taşıyor.

3. Yetimlerin Efendisi'nin Oğlu (Adam Johnson, Pegasus Yayınları)
Kuzey Kore'de geçen bir roman normal olabilir mi? "Arıza" sıfatını sonuna kadar hak eden bir kitaptı. Hem uzunluğu, hem de içeriği bakımından canıma okumuştu. Çeviriye devam ederken babaannemi kaybettim. Zor bir dönemdi ama Pulitzer Ödüllü bir roman çevirdiğim için çok mutlu olmuştum.

4. Edward Tulane ve Mucizevi Yolculuk (Kate DiCamillo, Mızıka - KRP Yayıncılık)
Büyük bir keyif alarak çevirdiğim ilk çocuk kitabıydı. Yine de toz pembe bir peri masalı değildi; kibirin ne kadar zararlı bir duygu olduğunu anlatan öğretici bir hikâyeydi.

5. Dönüm Noktası (Kasie West, Hyperion - KRP Yayıncılık)
Çevirdiğim ilk fantastik young adult romanıydı. Çok sürükleyici bir hikâyeydi. Kahramanımız Addison iki farklı yaşam arasında gidip geldiği için kitap farklı zamanlarda yazılmıştı ve çevirirken bunun sırıtmaması için çok çaba sarf etmiştim. Okur yorumlarına bakılırsa işe yaramış :) Arıza olmasa bile değişik bir kitaptı.

6. Adalet (Kolektif, Martı Yayınları)
Korku/gerilim alanında usta 26 yazar bir araya gelirse ortaya nasıl bir kitap çıkar? Mesela her biri bir bölümü yazsa... "Tadından yenmez" diyen de var, "Akışta kopukluk olur, olmaz öyle şey" diyen de. Ama bir kadının haksız yere idam edilmesinin ardındaki gerçekler ancak bu kadar sıkı bir şekilde anlatılabilirdi. Akışta gerçekten de hiçbir kopukluk yok. Hem yazarlar hem de onları bir araya getiren editörleri çok iyi bir iş çıkarmışlar. Dili zor olmamasına karşın her bölümü farklı yazarlar kaleme aldığı için üslup farklılığına alışmak zorunda kalmıştım.

7. Aşk Bir Masalmış (Cindi Madsen, Novella Yayınları)
Esas kızımız Darby'yi modern bir külkedisi olarak tanımlayabiliriz. Güzel, zeki, çalışkan ve ayakları yere basan bir iç mimar. Geçmişteki ilişkileri hep hüsranla sonuçlandığı için erkeklere olan güvenini yitirmiş. Hatta eski sevgililerini birer Disney karakterine benzetiyor ki, bu kısımlar çok eğlenceli. Beyaz atlı prens arayışında olmasa da, bir gün en sevdiği restoranda yemek yerken ayakkabısı ayağından çıkıyor ve böylece Jake ile tanışıyor. Klasik bir aşk romanı değil. Kapağı gibi şeker tadında, çabucak okunan bir gençlik romanı.

8. Eflâtun Diyar (William Henry Hudson, Aylak Adam Yayınları)
Çok fazla bilinmeyen bir klasik... Dilini düzgün bir şekilde yansıtmak için epey uğraşmıştım ama editörümün övgüsü üzerine keyfim yerine gelmişti. En zor çevirilerim sırasında hayatımda mutlaka önemli bir şeyler olur; bu sefer de babam by-pass oldu. Çok şükür babam iyileşti, çeviri yetişti ve 1 yıl sonra basıldı. Herkesin alıp okuyacağı bir kitap değil ama Hudson'ın Virginia Woolf'un en sevdiği yazarlardan biri olduğunu belirteyim. İngiliz Richard Lamb'in Uruguay'daki maceralarının anlatıldığı kitap bir seyahat günlüğüne benziyor. Kitabın dili bana biraz fazla ataerkil gelmişti ve Richard'ın karşılaştığı her kadına mavi boncuk dağıtması sinirimi bozmuştu. Okuyan olursa tartışmak isterim.

9. Dinozor Sokağı 1 - Bahçeye Tiranozor Girmiş (Nick Falk, Final Kültür Sanat Yayınları)
Ağır ve ağdalı bir kitabın ardından bir çevirmene en iyi gelecek şey nedir? Tabii ki bir çocuk kitabı çevirmektir. Dinozor Sokağı tam da böyle bir zamanda karşıma çıkınca hiç düşünmeden kabul ettim. Çocuk kitabı deyip geçmeyin, dinozor isimlerini ve özelliklerini öğrenmek için epey çalıştım ama çok da eğlendim. Jack'in bir dinozor sahibi olma dileği gerçek olunca işler sarpa sarıyor... Sizin de dinozor meraklısı çocuklarınız, yeğenleriniz varsa bu sevimli kitabı alabilirsiniz.

10. Dinozor Sokağı 2 - Pterodaktilin Biri Ödevimi Çaldı (Nick Falk, Final Kültür Sanat Yayınları)
Dinozor Sokağı'nda macera devam ediyor! Bu sefer bir pterodaktil (yani uçan dinozor) Jack'in ödevini çalıyor. Jack ödevini geri almak için pterodaktilin peşine düşüyor ve başına gelmeyen kalmıyor.

11. Mevsim Hep Sonbahar (Parinoush Saniee, Martı Yayınları)
İran'ı hep merak etmişimdir. Özellikle de devrimden sonraki günlük hayatı. Masume'nin bu baskıcı rejimde var olma ve ailesini bir arada tutma çabasının öyküsü bu. Acıklı bir kitap. Siyasi olaylara, İslam Devrimi'ne yer verilmiş ama didaktik değil. Ağır bir konuyu işlemesine rağmen kitap son derece sürükleyici. Bu sefer tanıtım bülteninden kopya çekeceğim çünkü konuyu çarpıcı bir şekilde özetliyor:

Şimdi ne yapacaktım? Ne yapabilirdim ki? Kaçıp kurtulmak istedim. Çocuklarım olmasaydı, çoktan kendimi çöllere vurup kaybolurdum ama onları ortada bırakamazdım. Gemisi batmakta olan ve yolcularının umut dolu gözlerle baktıkları bir kaptana benziyordum. Oysa gemimden daha kötü durumdaydım. 

Kadın olmanın başlı başına suç sayıldığı topraklarda doğup büyüyen Masume, İran Devrimi öncesi ve sonrasının yarattığı baskıcı süreçten nasibini almış genç bir kadındır. Buna rağmen, maruz kaldığı toplum baskısını hiçe sayarak varlığını kabul ettirme mücadelesinden asla vazgeçmez.

Başkaları tarafından yazılan bir kaderi yaşamak zorunda kalan Masume'nin erkek egemenliğine karşı direnişini anlatan bu roman, okuyucularını umut ve acının iç içe geçtiği dokunaklı bir hikâyeye davet ediyor.

12. Mutlu Ailelerin Sırları (Bruce Feiler, Martı Yayınları)
Çevirdiğim 2. "non-fiction" kitap. Bir nevi kişisel gelişim kitabı. Bruce Feiler daha mutlu bir aileye sahip olmanın yolları hakkında tüyolar veriyor. Çok doğru tespitleri olsa da, önerilerinin hepsi bizim kültürümüze uymayabilir. Yine de aile bireyleri arasındaki iletişimin daha sağlıklı olmasını isteyen anne-babalar alıp okuyabilir. Mutlaka kendilerinden bir şeyler bulacaklardır.

13. Amerikan Vampiri Cilt 1 (Stephen King & Scott Snyder, JBC Yayıncılık)
Büyük lokma ye, büyük konuşma demişler. Uzun süre vampir hikâyelerine mesafeli durdum. Kaderde vampir çizgi romanı çevirmek de varmış. Meğer Stephen King piyasa vampirlerinden çok sıkılmış ve bakın Amerikan Vampiri'nin önsözünde ne demiş: "Kesin olan bir şey varsa, o da vampirlerin Bloody Mary içen ve yalnızca geceleri çalışan soluk benizli dedektifler, aşk acısı çeken Güneyli centilmenler, anoreksik genç kızlar ya da kocaman, nemli gözlü çıtır delikanlılar olmadıklarıdır." Bu girişi okur okumaz ikna oldum ve çeviriyi yapmaya karar verdim. Eğer siz de tipik vampir hikâyelerinden sıkıldıysanız, Skinner Sweet ve Pearl'ün macerası tam size göre. Amerikan Vampiri'nin 2011 yılında en iyi seri dalında Eisner Ödülü'nü aldığını da ekleyeyim.

14. Kuş Dili (Stephen Kelman, Pegasus Yayınları)
Kuş Dili çevirmenliğe adım attığım ilk roman, ilk göz ağrım. Bu yüzden bendeki yeri ayrı. 3 sene sonra basılmış olsa da:) Ama zamanlamanın uygun olduğunu düşünüyorum. Göçmen krizi gündemdeyken, bir Afrika göçmeni olan Harri'nin Londra'nın arka sokaklarındaki yaşam mücadelesini irdeleyen bu kitabı okumak isteyebilirsiniz. Dili rahat gibi gözükse de, siz onu bir de bana sorun. Gana aksanıyla İngilizce konuşan Harri'nin ne demek istediğini anlamak için bolca sözlük karıştırdım. "Grasscutter" diye irice bir fareyle türlü yemeği yaptıklarını öğrendim! Ve çevirmenliğin insanı besleyen bu tarafına âşık oldum. Çok şükür ki Kuş Dili'nden bu yana hiç boş kalmadım, bu kitap bana uğurlu geldi.

15. Karanlıkta (Laura Kaye, Novella Yayınları)
Yakın zamanda bir değişiklik yapıp erotik bir novella çevirdim. Meğer yağmurdan kaçarken doluya tutulmuşum çünkü esas oğlanımız da travmalı bir çocukluk geçirmiş. Yani bu da "arıza" bir kitap sayılabilir. Kısacık, bir solukta okunan bir hikâye. Erotik romans sevenler okuyabilir.

Yayına Hazırlananlar:

1. Protector of the Small 2 - Page (Tamora Pierce, KRP Yayıncılık)
Çevirdiğim ilk fantastik gençlik serisi. 1. kitabı başka bir meslektaşım çevirmiş, 2, 3. ve 4. kitabın çevirisini de ben üstlendim. Esas kızımız Mindelanlı Keladry şövalye olmayı kafasına koymuş. Bunun için kraliyet okuluna kaydolup eğitimine başlıyor ve hiç bilmediği bir dünyaya adım atıyor.

Fantastik çeviri apayrı bir dünya. Yaratıklar, büyüler, sonu gelmeyen tasvirler, haritalar, ülke, hayvan ve mekân isimleri... 10 sayfalık terimler ve karakter sözlükleri... Protector serisi beni hem hacim olarak yordu, hem de anneannemin ve eşinin kanser tedavisi gördükleri döneme denk geldi. En zor bitirdiğim çevirilerden biriydi ama ortaya güzel bir kitap çıktı. Heyecanla basılmasını bekliyorum.

2. Protector of the Small 3 - Squire (Tamora Pierce, KRP Yayıncılık)
Keladry çıraklık eğitimini başarıyla tamamlıyor ve kraliyetin önde gelen şövalyelerinden Lord Raoul'un silahtarı oluyor. Rakiplerini ve azılı düşmanlarını birer birer yendikçe adını duyurmaya başlıyor.

3. Protector of the Small 4 - Lady Knight (Tamora Pierce, KRP Yayıncılık)
Başarılı Silahtar Keladry, şövalyelik sınavını da başarıyla geçiyor ve sıra verdiği yeminleri tutmaya geliyor. Yönettiği sığınma kampındaki insanları korumak ve kötü kalpli büyücü Bryce'ın yarattığı ölüm makineleriyle savaşmak zorunda kalıyor. Bu serinin en sevdiğim yanı, kızların kafalarına koydukları her şeyi yapabilecekleri mesajını vermesi. Keladru kabarık etekli, narin ve tek amacı zengin bir koca bulmak olan bir kız değil. Ata binen, kılıç ve mızrak sallayan ve düşmanlarıyla dövüşen bir leydi şövalye...

4. Before I Go (Colleen Oakley, Yabancı Yayınları)
Yürek Burkan bir hikâye olmasına rağmen "ağlak" bir kitap değil. 27 yaşındaki Daisy'nin kanseri tekrarlayınca kendinden çok kocasını düşünmeye başlar, İyileşme ümidi olmadığı için, kendisi öldükten sonra kocasının yalnız kalmaması için yeni eş adayları aramaya girişir. Colleen Oakley gerçekten başarılı bir yazar. Bu ilk kitabı olmasına rağmen çok iyi bir iş çıkarmış. Kitabın çok ağır bir konusu olmasına rağmen okurken insanı boğmuyor. İşin ilginç yanı bu kitapları çevirdiğim dönemlerde yakın çevremde benzer hastalıklarla boğuşan yakınlarımın olması... Basılmasını dört gözle bekliyorum.

5. The Five Stages of Andrew Brawley (Shaun David Hutchinson, Yabancı Yayınları)
Andrew ailesini bir trafik kazasında kaybeden bir genç. Konu depresif olsa da, içinde çok güzel mesajlar var. Günümüzün en önemli sorunlarından biri olan akran zorbalığının (bullying) insanın ruhunda ne gibi yaralar açabileceğine değinilmiş. Bizden farklı olanlara saygı göstermemiz, onları yok saymamamız gerektiğini de hatırlatıyor kitap. Andrew eşcinsel ve sığındığı hastanede, hiç ummadığı bir şekilde âşık oluyor. Tabii kendisiyle barışması ve yaralarını sarması o kadar da kolay olmuyor. Çeviriyi henüz teslim ettim, sanırım kışa doğru basılır.

6. Batman - Arkham Asylum (Grant Morrison)
"Bir gün Batman'le ilgili bir çizgi roman çevireceksin" deseler, "Hadi canım" derdim. Bu da gerçek oldu:) Arkham Tımarhanesi'nin sakinleri 1 Nisan'da Gotham şehrinin akıl hastalarının kilit altında tutulduğu ıslah evini kontrolleri altına alıyorlar ve rehineleri serbest bırakmak için Batman'in tımarhaneye girmesini şart koşuyorlar. Batman azılı düşmanlarıyla ve kendi korkularıyla yüzleşmek zorunda kalıyor. Batman'i seviyorsanız kaçırmayın.

7. Harley Quinn Cilt 1 (Amanda Conner)
Benim Harley gibi bir deliyle ne işim olur ki? Bu sorunun cevabını hâlâ bulamadım :) Editörüme ve ekibe çok güvendiğim için kabul ettiğim bir çeviri. Ama Harley ve geçmişi hakkında bilginiz yoksa vay halinize. Örneğin eski maceralara göndermeler var. Ama hikâye ve çizimler meraklılarını memnun edecektir.

8. V for Vendetta (Alan Moore)
V for Vendetta artık bir klasik haline geldi. Çok okundu, filmi bile çekildi. Konuyu anlatmama gerek yok sanırım. Özetlemem gerekirse, bu hikâye sorgulamadan itaat ettiğimiz düzene bir başkaldırı niteliğinde. Çeviri süreci de normal bir çizgi romandan daha zordu. Shakespeare'den alıntılar, metaforlar, şiirler canıma okudu. Umarım bir an önce basılır da kavuşuruz.

9. Amerikan Vampiri Cilt 2 (Scott Snyder)
Skinner Sweet bu sefer günahlar şehri Las Vegas'ta... Şehrin en ünlü ve zengin iş adamları birer birer cinayete kurban giderler. Hepsi de şehirdeki baraj inşaatını yürüten şirketin ortaklarıdır. Polis şefi Cash McCogan cinayetlerin ardındaki gizemi çözmeye çalışırken Skinner Sweet ile amansız bir mücadeleye girecek ve kendi hayatı hakkında da şaşırtıcı şeyler öğrenecektir.

10. Amerikan Vampiri Cilt 3 (Scott Snyder)
Skinner Sweet ve Pearl yıllar sonra tekrar karşılıaşıyorlar. Hem de II. Dünya Savaşı'nın orta yerinde! Pearl'ün kocası Henry, yeni bir vampir türünü avlamak üzere gizli bir gruba katılır ve Pasifik Okyanusu'ndaki bir adaya gider. Skinner'ın ise başka planları vardır. Avrupa'daki vampir avcıları Felicia Book ve Cash McCogan ise vampirliği tedavi ettiği öne sürülen formülü ele geçirmek üzere düşman hattını geçip Nazi işgali altındaki Romanya'ya giderler.

11. Wytches Cilt 1 (Scott Snyder)
Scott Snyder ne yazsa ben okurum. Cadılar'dan sonra buna karar verdim. Bir çizgi roman "geek"i sayılmam ama çevirdiklerim arasında kalemi en sağlam olan yazar Scott. Cadılar'ı ise kendi korkularından ve çocukluk anılarından yola çıkarak yazmış. Kitabın sonunda bununla ilgili uzun bir yazısı da var. Rooks ailesi fertleri peşlerini bırakmayan bir travmadan kaçmak üzere New Hampshire eyaletinin ücra Litchfield şehrine taşındıklarında, yeni bir başlangıç yapma konusunda umutludurlar. Fakat şehrin hemen ötesindeki ormanda şeytani bir güç beklemektedir. Ağaçların arasından etrafı izleyen, kadim ve açgözlü yaratıklar vardır. Asosyal bir kız olan Sailor, elinde olmadan bu yaratıklara doğru çekildiğini hissetmektedir. Babası ise ailesini bir araya tutmak ve kızını kurtarmak için çabalamaktadır. Anneden hiç bahsetmeyeyim, yoksa spoiler vermiş olurum. "Pledged is pledged!"

12. Severed (Scott Snyder)
Scott Snyder'ın imza attığı bütün çizgi romanlar gibi güzeldi. 12 yaşındaki Jack, babasını aramak için evden kaçar ama kendini hiç tanımadığı yabancı bir dünyada bulur. Bir çocuk avcısı peşine takılır ve kâbus başlar... Fazla spoiler vermek istemiyorum, devam edersem hepsini anlayacağım:) Hikâye ve kurgu sağlam. Ben ayakları yere basan korku hikâyelerini vampir ve kurt adam türevlerinden daha çok seviyorum. Bu da onlardan biri.

Eleştireceğim tek bir nokta var: Attila Futaki'nin çizimlerini çok beğenmedim. Karakterlerin yüzleri birbirine benziyor. Renklendirme de dönemi ve kasvetli havayı yansıtmak için hep toprak tonlarında yapılmış ama biraz abartılmış sanki. Ortaya tekdüze bir görüntü çıkmış biraz. Bu hikâyeyi American Vampire'ın çizeri Rafael Albuquerque çizseymiş ne iyi olurmuş...

Ama siz bana bakmayın, çizgi roman seviyorsanız alıp okuyun. Çizgi roman çevirisi yaptığım için ister istemez çevirdiklerimi karşılaştırıyorum artık. Ama Scott'ın yazdığı her şey okunur...

Basılmayı bekleyenler:

Bir de çevirip teslim ettiğim ve basılmayı bekleyen 3 kitap var. Henüz yayınlanmadıkları için yayınevi ismi vermiyorum.

1. The Futurist (James P. Othmer)
İstifa eden bir reklamcının sektörün ipliğini pazara çıkardığı, kinayeli bir roman. Teslim edeli 2 sene olu ama Kuş Dili 3 sene sonra basıldığına göre hâlâ ümit var:)

2. The Little Death (P. J. Parrish)
Dedektif Louis Kinkaid'in maceralarını konu alan serinin 10. kitabı. Uzun ama sürükleyici bir gerilim. Başsız cesetler ortaya çıktıkça Palm Beach zenginlerinin kirli sırları da yavaş yavaş ortaya dökülüyor. Keşke basılsa. Sağlam bir okur kitlesi toplayacağına inanıyorum.

3. Best Cancer (Mustafa Camgöz, Jane Plant)
Bir doktor ve 6 kez kanseri yenen mücadeleci bir kadın tarafından kaleme alınan bir rehber niteliğinde bir kitap. Tıbbi tedavinin yanı sıra kanseri önlemenizi ve yenmenizi sağlamak için beslenme ve yaşam tarzı önerileri içeriyor. Hastalığın tarif edildiği kısımların dili biraz teknik ancak bu hastalıkla içli dışlı olanların zaten aşina oldukları terimler. Çevirirken sürekli tıp sözlüklerini karıştırdım, doktorlara danıştım, bolca araştırma yaptım. Dr. Camgöz ve Jane İngiltere'de yaşadıkları için sık sık oradan örnekler vermişler ama verdikleri bilgiler herkes için yararlı olabilir.

Elimde basılan kitaplardan bir kısmının çevirmen kopyaları mevcut. Bana ulaşanlara kargo ile gönderebilirim.

Son olarak bana sık sık sorulan bir soruyu cevaplamak istiyorum. Farklı türde kitaplar çevirmemin nedeni, tek bir türe bağlı kalmayıp kendimi zenginleştirmek istemem. Bu yüzden bestseller kitaplar da çeviriyorum, Eflâtun Diyar gibi herkesin okumayacağı klasikler de...

Tüm meslektaşlarımın dünya çeviri günü kutlu olsun. İyi ki varsınız, iyi ki çeviriyorsunuz.