27 Haziran 2015 Cumartesi

Benim Bir Blogum Vardı...

Evet ya, benim bir blogum vardı. Bir düşündüm, en son yazımı 28 Ağustos 2014'te yazmışım. Aradan neredeyse 1 sene geçmiş! O bir sene nasıl geçti bir de bana sorun. Gecem gündüzüme karıştı, araya seyahatler, ailevi sağlık sorunları, sevinçler ve üzüntüler girdi. Evimize sevimli bir kedicik geldi:) Evet bir senedir yazmamışım ama iyi bir performans sergilemişim. Sanırım kendimi ancak neler yaptığımı detaylı olarak yazarsam aklayabilirim:

O tarihten bu yana tam 6 çizgi roman
American Vampire 1 (Scott Snyder & Stephen King)
American Vampire 2 (Scott Snyder)
American Vampire 3 (Scott Snyder)
Arkham Asylum (Grant Morrison)
Harley Quinn 1 (Jimmy Palmiotti & Amanda Conner)
V for Vendetta (Alan Moore)

2 non-fiction (kurgu olmayan) kitap, 
Beat Cancer (Mustafa Camgöz & Jane Plant)
The Secrets of Happy Families (Bruce Feiler)

4 kitaplık bir fantastik gençlik serisinin 3 kitabını,
Protector 2 - Page (Tamora Pierce)
Protector 3 - Squire (Tamora Pierce)
Protector 4 - Lady Knight (Tamora Pierce)

ve bir adet de roman çevirdim. 
Before I Go (Colleen Oakley)

Yani toplam 3343 sayfacık!

Bunların dışında isimleri bende saklı olan iki müşterim için teknik çeviriler ve bir de kitap redaksiyonu yaptım. O kitap da yakın zamanda basıldı. Yani sizi sık sık arayıp uzun uzun
telefonda konuşamadıysam, yemeğe, çay saatine misafir çağıramadıysam, hafta sonları evden nadiren çıkan sıkıcı bir insan haline geldiysem işte bu yüzdendir. Sizi sık sık aramamam özlemediğim ya da sevmediğim anlamına gelmez. Napayım, ben de böyleyim işte. Kendimi kalıcı işler yaparak yararlı hissediyorum. Beni de böyle kabul ediverin.

Tabii kimseye bu deli tempoyla çalışmasını tavsiye etmiyorum. Artık frene basma vakti geldi. Bundan böyle hafta sonlarını kendime ayırıyorum ve akşamları çalışmıyorum. Bu sefer de ne oluyor bilin bakalım? Murpy Kanunları devreye giriyor ve ben çeviri yaparken onlara vakit ayırmadığımdan yakının herkesin işi çıkıyor:)

Hayat her şeye rağmen güzel, üretmek daha da güzel. Şu ana kadar bu çevirilerin sadece 2 tanesi basıldı. Umarım diğerleri de en kısa zamanda basılır ve okurlarıyla buluşur. Henüz hepsi basılmadığı için yayınevi adı vermiyorum. Zaten basıldıkça facebook sayfamda paylaşıyorum. 

Yağmurlu, mis gibi toprak kokulu, bol şimşekli ve fırtınalı (!) bir İzmir gününden sevgilerimle... Söz, bir daha arayı bu kadar uzatmayacağım. 





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder